Matematikle İlgili Hikayeler

 

 

Pek çok insan, matematiği anladığını veya bildiğini zannediyor ve ancak, ona ihtiyaç duyduğu zaman bu konudaki eksikliğini fark ediyor.

Bir sınıfta öğretmen Pisagor bağıntısı ile ilgili bir soru sorup "x'i bulun." diyor ve öğrencinin birinin cevap kağıdında şunlar var: (Hem de bu bir lise öğrencisi. İnanılmaz ama gerçek!) 

       Matematiğin öğrenilmesi veya en azından öneminin anlaşılması için tarihi gelişimi bilmek gerekir. Yüzyıllardır hatta binyıllardır değişmeyen kuralların hala geçerliliğinin koruması, matematiği daha esrarlı hale getirmektedir. Matematiği öğrenmek derken şunu da kastetmiyoruz:
Temel, yaylada gezerken bir çobanla karşılaşır. Kısa bir sohbetten sonra çoban, Temel'e sürüsünde kaç koyun olduğunu tahmin etmesini ister. Temel sürüye birkaç saniye bakar ve:
- Tam 217 tane koyun var, der.
Çoban şaşırır çünkü cevap doğrudur. Ancak Temel'in nasıl birkaç saniyede sürüyü nasıl sayabildiğini de merak eder ve bunu kendisine sorar. Aldığı cevap ilgiçtir:
- Çok kolay oldu. Koyunların ayaklarını saydım ve dörde böldüm!



    Dört üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya arabalarının lastiğinin patladığını söylerler. Hoca ilk başta inanmaz ama öğrencilerinin yalvarmalarına dayanamayarak onları üç gün sonra sınav yapacağını söyler.
Sınav günü gelince hoca, dört öğrencinin hepsini boş bir salonun ayrı ayrı köşelerine oturtur. Sınav geçme sistemi ise şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes bu sınavı geçebilir. 
   Hocanın hazırladığı sınavda ise ön sayfada sayfada 10'ar puanlık dört tane basit matematik sorusu vardır. Öğrenciler bunları kolayca çözerler. 
   Arka sayfada ise 60 puanlık tek bir soru vardır: "Hangi lastik patladı?"


   Bir başka örnekte öğretmen binom açılımını sormuş. İlginç bir cevap almış.
 
   Soru: 
         (a+b)²  ifadesini açınız.


   Cevap: (a+b)²
                 ( a + b ) ²   
                 (  a  +  b  )  ²
                 (   a   +   b   )   ²
                 (    a    +    b    )    ²
   
     Öğrencimiz, gördüğünüz gibi ifadeyi güzelce açmış!


  
   Son olarak yine bir üniversitemizin sınav sorusunu yazalım.
Soru: "Risk Nedir?"
    Bu durum karşısında da öğrenciler sayfalar dolusu yazılarla riski anlatmaya çalışırlar. En yüksek notu alan öğrencinin kağıdı bomboştur ve altında kısa bir cümle vardır: Risk budur!
    Boş kağıt vererek riske giren öğrenci, tam puan alır. Bir yıl sonra da hoca yeni öğrencilerine de aynı soruyu sorar: "Risk Nedir?" Tabii eskilerden tüyo almış olan bir öğrenci aynı cevabı verir. Boş kağıdın altına "Risk budur!" yazar. Sınav sonuçları açıklandığında sıfır puan aldığını öğrenir. Bu duruma çok şaşırır. Gider, sebebini  hocasına sorar. Hocanın cevabı kısa ve nettir: "Aynı riske iki defa girilmez!" 

Şafak Koç
 6/B  258